Tecrübeler Toprak olmayacak!

MB'de olgunlaşma dönemİ

MB'de olgunlaşma dönemi (Orijinal, imla hatalı, bozuk yazısı!)

Blog  -  17.02.2011 – 09.46 

Bu bir MB nasıl olmalıdır yazısı değildir. 5 mart toplantısı öncesi bir gözlem yorum yazısıdır 

MB de giderek artan ve özellikle 2010 yılında tırmandığını gözlediğim benim de muhatap olduğum negatif diyaloglar (süreç)) yaşanmıştır. Bu süreçte birileri diğerlerini taciz etmeyi, akıl vermeyi, aşagılamayı vb olumsuz tavırları marifet saymıştır. Ancak bunların hiçbirinin kabul görmediğini, göremeyeceğini anladıkları ve sanırım MB yönetimi tarafından uyarıldıkları için ya sayfa kapatmışlardır, ya artık yazamıyorlar veya usturuplu hale gelmişlerdir. 

Böylece MB ilk 5 yllık oluşum sürecini tamamlayarak editöryanın onayından geçebilecek post-modern (herkesin istediği gibi yazabileceği) tarzla olgunlaşma sürecine girmiştir. Editörya onayından sonra yayınlanmış hiçbir blog için kimsenin bir diğerine b.. atma, ders verme hakkı olmadığı netleşmiştir. Ancak katkı sağlayacak, sorgulayan veya yapıcı eleştiri tarzı yorumların kabul göreceği de ilgililer tarafından anlaşıldığı fark edildiği gözlenmektedir. 

Bu süreçte bana yazılı ve sözlü olarak; suskun kalmamı, umarsız davranmamı dostça önerenlere ben durumun berraklaşması için sonuna kadar gideceğim eğer kaos ve karambol hakim olursa ben yok olurum, illa da burada yazmak zorunda değilim tavrımı ifade ederek hakkeden agresiflere gereken karşılıkları vererek devam ettim. 

Bu süreçte; 

"ben yanmasam, sen yanmasan nasıl aydınlanır yarınlar" mantıgıyla hareket ederken eksik yanlış anlaşılmış, bir miktar yıpranmış olabilirim ki; oldu ancak herşeyin maliyeti vardır. 

Oluşan blogdaşlarımı kaybettim (beni anlamamışlarsa ve anlatamadıysam bu onların tercihidir). 

Hatta haklı şekilde kırmış ta olabilirim, haklı olduğum şartlarda (bayan veya erkek) katı tavır takınmaktan sakınmam (ben kimseye bilerek haksızlık etmedim) bu tavrım bazılarına ters gelmiş olabilir ancak insan ilişkilerinde öğrendiğim en önemli başlık "herkesle iyi olan eksiktir" mantıgı olduğundan haklı olduğumu düşündüğüm şartlarda birileriyle kötü olmaktan sakınmam. 

Yukarıda yazdıklarımı kabulümün nedeni "denizler durulmaz dalgalanmadan" mantığyla hareket etmem, herkese hakkettiği gibi tavır takınmaktan çekinmemedir. 

Bu süreçte duygusal davranıp MB yi terkenednlerden bir kısmı dönmüş, kalanların da döneceğini umuyorum. 

Sanırım yaşanan süreçle artık bir durulma oluşmuş ve devam edecektir. 

Bu noktada bir konuya açıklık getirmek istiyorum ki; sırf ortam deşifre olsun 3 - 5 isimle yazanlar kendine çeki düzen versin diye BEN DÖRT MÜSTEARLA YAZIYORUM başlığında çarpan bir blog yazdım, yadırgayan küsen yorumlar aldım sesizce sayfamdan çekilenler oldu (bu durum eksik anlaşıldığımın göstergesidir tavırlar sahiplerinin tercihleridir) ama kimse işin gerçeğini sormadı ancak ben hiçbir zaman 4 ayrı MÜSTEAR SAYFAYLA YAZMADIM, farklı yaşları (olgun bir abi yanında bir genç delikanlı gibi karmaşık) tarzları canlandıran formda yazacak dengesiz ruh halinde değilim olamam. Sadece kafa karıştırmasın diye birikimlerimi ve sosyal anılarımı tasarımlarımı (editöryanın iki sayfanın bana ait olduğunu bilerek) iki ayrı sayfada yazdım, bunu da yüzyüze görüştüğüm blogdaşlara söyledim kimseden gizlemedim. Hatta ilk dönem ana sayfamda yazılıydı.  

Evet "DENİZLER DURULMAZ DALGALANMADAN" MB post-modern tarzın durullluğuna kavuşmuştur, her yazanın bir diğerinin şahsi hukukunu çiğnemeyeceği tarzına saygılı olacağı en katı tavrın iletişimsizlik olacağı keyifli üretken ortamın gelişeceği bir MB dilegiyle, beni okuyanlara ve süreci az hasarlı yöneten editörlere teşekkürlerimle saygılarımla...  

Değerli Üstadım,
Belirttiğiniz gibi yazmak kadar yazarlarımızı ve aldıkları yorumları vaktim elverdiğince okumaya çalışıyorum. Hepimizin tecrübelerini beslemeye ihtiyacı vardır. Ben prensip olarak: okuduğum bütün yazarların emeğine öncelikle saygımdan hoşgörülerine inanarak üstat diye hitap ederim ve yorumlarımı + veya – her zaman saygı duyarak yapıcı yaklaşımlarla yapmaya çalışırım. Yazıları okumak ya da okumak okurların hür iradesidir. Beğenmek ya da beğenmemek de. Yorumları yaparken daha az kırıcı ve daha çok yapıcı, onore edici cümleler kurulabilir. Kaleminizin ucu hep açık olsun değerli yazarımız.

Yeşim Buyurgan
21.02.2011 08:33:11

Cevap: Teşekkürler, sizin gibi poiztif insanlar çoğunlukta olması dileğiyle...

21.02.2011 17:45:43

---------------------------------

Değerli Yazarım
Herkes yazı yazar, ama yazı mıdır okumak lazım. Gerçek yazar her şartta ayakta kalan yazardır. 6 senelik emeğimin ürünlerini her daim topladım. Sadece blog yazarlığımla değil, dergide yaptığım köşe yazarlığımla, yayın yönetmenliğimle hep takdir topladım. Bunlar gerçek bir yazarın en önemli hazinesidir. Elbetteki tarlanıza çiçekler kadar böcekler de ekecek olanlar olacaktır. Çiçekleri sular, böcekleri temizleyip çöpe atarsınız. Bence asil insanlar yazılarında yücelen, saygınlığıyla saygın kitleleri baz alan insanlardır. Gerisi tartışılır. Çok sevdiğim bir söz vardır: Küçük insanlar insanlar ile büyük insanlar olaylar ile uğraşır. Yazılarınızda gerçek bir yazar olabildiğiniz için tebrik ederim.

Yeşim Buyurgan
20.02.2011 10:34:08

Cevap: Motive eden ifadeleriniz için çok teşekkür ediyorum, daha için çabalayacağım. Ancak dıldız teyzenin bu bloga yorumunu okuyabildiniz mi? selamlar...

20.02.2011 21:38:57

--------------------------------------------------

Hah işte ben de aynen onu diyorum..:)))
Hani diyorum, kim ya da kimler sizi aptal yerine koyduysa, kozlarınızı özelinizde, mail yoluyla telefon yoluyla...vs başka özel kanallardan paylaşsanız... İkide bir blog kategorisine özel sorunlarınızı yazarak kafa ütülemeseniz... Okuyup okuyup özümsediğimizde içinden fos çıkan bloglarınızdan bizi mahrum etseniz... Arka planını bilmediğimiz bilmek de istemediğimiz, arka ön, hiç bir planıyla hiç ama hiç ilgilenmediğimiz özel problemlerinizi sürekli blog kategorisinden gözümüze sokmak yerine biz agresif(!) blogerleri kendi iç ve dış problemleriyle başbaşa bırakabilseniz..:)) Ha bir de bloğun bir kısasa kısas ortamı olmadığını, yazılarınızdan rahatsız olmak için ille de sayfamıza bir olumsuzluk yazmış olmanız gerekmediğini ve de bizleri kasdeden birşey olmasa da dört yol ağzına (yani blog kategorisine) bıraktığınız yazılarınızdan herkesin rahatsız olma hakkının bulunduğunu bir anlayabilseniz... yeter de artar bile... Yoksa bizi anlamanızı falan bekleyen yok zaten merak etmeyin...:))

dıldız deyze
19.02.2011 00:42:07

Cevap: Ben belirlediğim yaklaşık 10 ismin 'beni kastettiğini anladığım dahil' hiçbir yazısını okumuyorum. SİZİ ilk defa fark ettim ve benden neden rahatsız olduğunuza hayret ettim, bir defa okuyup rahatsız olduysanız bir daha tıklamayın ve sizin rahatsız olduğunuz bu blogumu başka biride önerdiği bloglar listesine almış, bir diğeri teşekkür etmiş bu şartlarda benim size göre tavır beklememi hangi hakla talep ediyorsunuz. Üstelik son 6 ayda çokça tacize uğrayan ben, davet edildiğim 5 mart toplantısı öncesi MB de olgunlaşma dönemi diye yazıyorum. Birinin varlığından rahatsız olmanın temeli kendinden rahatsız olmak olduğunu bilin, çünkü burada yaklaşık 200 farklı insan yazıyor, bunların tamamı biribirini memnun edemez ancak şahsen muhatap alıp rahatsız etme hakkı yoktur ki; sizin de bana yaptığınız direkt beni rahatsız etme kategorisine giriyor. Ben, sen, o kavramlarını özümseyecek kadar okumanızı öneriyorum. Sizi kendi dünyanıza dönerek beni rahatsız etmemenizi rica ediyorum.

19.02.2011 10:52:45

---------------

Demek ki Blog Bitmemiş...
Temiz bir toplum (ortam) isteyenler önce kendilerini temizlemelidir... Kirli bireylerin oluşturduğu bir temiz toplum (ortam) olması imkansızdır... En azından dostum dediğiniz Ata Kemal Beyin tavsiyesine kulak verin. Milliyet Blog kirli de, siz temiz değilsiniz... Hatırlatmak isterim...

Yorum Dükkânı
18.02.2011 10:16:08

Cevap: Yok!

--------------

Bu blogumun ilk satırını özümsemeden
içlerinden taşanı yazan önceki iki blogerrı anlamak mümkün değil, benim onların sayfalarına girip yazdığım bir şey veya blogumda onları kast eden bir şey yokken beni okuyup rahatsız olup saldırıya geçiyorlar, işte blogumda vurguladığım agresif Blogger tarzına en uygun iki blogger, buyurun yorumlarını inceleyin ve karar verin. NE İSTEDİKLERİ BELİRSİZ İKİ KARMAŞA DAHA.

Kadri KANPAK!
18.02.2011 00:41:13

Cevap: ilginize...

18.02.2011 21:16:06

-----------------------------------

Devam...
Kime söyleyeceksem direk yazarım, çünkü yazdıklarımın arkasındayım. Şimdi gelelim yazınıza... Baştan tekrar okudum. Uzun ve düşük cümlelerinize rağmen zahmet edip okudum..:)) Her zaman olduğu üzere açıkça ve kıvırmadan ne anladığımı söyleyeyim. Tamamen özel bir meselenizi uzun, anlaşılmaz, kim kime ne demiş, ne olmuş belirsiz, anlamı çözülemez imalarla dolu, yazıdan çok bilmeceye benzeyen bir biçimde, sanki genelin bir sorununa parmak basıyormuşsunuz havası katmaya çalışarak yazmışsınız. Blog bitti açıklamanızdan sonra dönüşünüzle ilgili durumu açıklayan birşeye rastlayamadım ben. İhtimal benim anlayışsızlığımdır daaa..:)) Rica ediyorum anlayan varsa beri gelsin. Yani bir anlayan varsa buracığa bir yorum göndersin, ben anladım durum şu desin. Blog bitti yazınızı okuduğumda; Oh çok iyi kurtulduk, tartışacaklarsa da kendi aralarında tartışacaklar demiştim. Ama nerdeee...? Sündükçe sünüyor. Tülin Hanıma katılıyorum. Mail diye birşey var. MB'da da değişen birşey yok, post modern falan..:))

dıldız deyze
18.02.2011 00:25:16

Cevap: Yok!

-------------------------------------

Müstear..:))))
Burada adımın Yıldız Demirel olduğunu herkes bilir. Çeşitli blog toplantılarında gerçek olduğum ve tek kişi olduğum kanıtlanmıştır ki bunu yapma zorunluluğum da hiç yok. Zaman zaman canım öyle istediği için hoşuma giden bazı rumuzlar kullanıyorum. Ama hiç bir zaman sizin gibi iki kişi olmadım. Tek başına benim. Yani Yıldız Demirel'im ve geçen yıl kaybettiğimiz sevgili narçiçeğinin bana seslenişinden yadigar kalan şekliyle bir süre dıldız deyzeyim... Canım istediği bir süreye kadar böyle. Sonra ister Yıldız Demirel olurum ister dıldız deyze ya da başka hoşuma giden bir isimde olurum. Ama hiç bir zaman ve hiç bir sebeple iki kişi olmam. Ve ne isimle yazarsam yazayım beni okuyanlar aslında benim kim olduğumu bilir. Yine hiç bir zaman beni okuyan hiç kimse; "Allah Allah bu kadın şimdi kime ne demeye çalışmış" diye bir şüpheye düşmez. Kime ne diyeceksem, kimleri kastedeceksem ismiyle cismiyle belirtirim. Sizin gibi birileri... Diğerleri... şeklinde kime gittiği belirsiz ithamlar yapmam...

dıldız deyze
18.02.2011 00:06:28

Cevap: İşte, yeni bir agresif bir profil, blogumu okumadan eksik algıyla yorum yaz ve sonrada bu yorumu ilave et, sizi iç problemlerinizle baş başa bıkıyorum...

18.02.2011 00:14:38

---------------------------------

...
Burada tanıdığım ilk müstear sizdiniz. Tesadüfen fark etmiştim ama siz reddetmiştiniz. Hiç kimseye de açıklamamıştım bu durumu. Oysa siz - iki erişkin insanın arasında kalması gereken neredeyse her ayrıntıyı - hiç çekinmeden açıklayabildiniz. Üzülerek söylemeliyim ki o bloglarınızı okuduğumda afişe ettiğiniz insana değil de size olan saygımı yitirdim. Bence temcit pilavı durumuna getirdiğiniz bu tür yazılarınıza bir son vermelisiniz. Hesaplaşmak isteyen maille de hesaplaşabilir. Ama siz mailleri bile yayınlayacaksınız neredeyse. Önce siz deneseniz olgunlaşmayı? Benim de canımı sıkan insanlar oldu, tek cümle yazmadım, yazmam da. Kime ne benim kişisel can sıkıntılarımdan? Siyah yazıları bırakıp, beyaz yazılar yazmanızı diliyorum artık. Belki yeni okurlarınız oluşmaya başlar böylelikle...

Tülin Aksoy
17.02.2011 23:42:35

Cevap: Yok!

-----------

...???
Yanlış hatırlamıyorsam siz blog kategorisinden gitmemiş miydiniz???

dıldız deyze
17.02.2011 20:44:13

Cevap: Sayın müstear, yazının başını okumadığınız alaşılıyor veya tersinden okumuşsunuz, yazıyı başından daha dikkatli okumanızdan sonra tekrar yorumunuzu bekliyorum!!!

17.02.2011 21:43:44

---------------

Merhaba,
Umarım her şey son paragrafta dediğiniz gibi olur...

Işık kaplan
17.02.2011 17:54:37

Cevap: elbirliğiyle olacaktır, sevgiler...

17.02.2011 21:41:44

----------------------

Sevgili dostum!
Fokur fokur kaynıyorsun ve kesinlikle durulmuyorsun. İçinde seni devamlı kuran bir mekanizma var. Tüm bloglarını okuyorum. Eminim ki sen de benimkileri okuyorsundur. Tahmin ettiğin üzere, diğer bayan blogdaşımızla olan tartışma bloglarınız ikinizi de sevenleri yaraladı, bilesin. Dolayısıyla yumruk yemişe dönen bizleri de anlamalısın(ız.) Ben kendi adıma şunu söyleyebilirim ki seninle dostluğum ancak ikimizin arasında bir şey olursa zedelenebilir ki, öyle de bir şey yok. Suskunluğumu, bir süre seni kendi haline bırakmak olarak değerlendir lütfen. Sevgiler.

Ata Kemal Şahin
17.02.2011 16:29:28

Cevap: Aramızdaki muhabbet ayrı, çoklu ortam ayrı, ancak sözünü ettiğin olayın arka planını tam bilmiyorsun(uz), (insanın aptal yerine konması kadar yaralayıcı bir durum olamaz) görüştüğümüzde gerekirse anlatırım. sevgier özlemler...

17.02.2011 21:41:21

---------------------------------

Merhaba,
Sayın yazarım blogunuzu okuması gereken hatta benim taa gözüne sokmak istediğim henüz rüştünü ispatlamadan tabiri tacizse küpe girmeden sirke oldum diyen ve kendini yazarım diye niteleyen haddini bilmezler var ya? Ahh keşke bir de bu sözde yazarlar okusa. Acaba kendine pay çıkarır mı? Bunları yazarken yolun başında, hatta hobi olarak yürütürken MB varlığımı, aslla kendime artık ben bir yazarım diyemem. Bu densizliği yaparsam burda kendini her şkelide ispatlamış gerçek ÜSDAT lara haksızlık etmiş olurum. Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Saygılarımla, mutlu kalın...

DİLEK YAKA
17.02.2011 16:21:37

Cevap: Teşekkürler, saygılar...

17.02.2011 21:38:10

-----------------------------------

Fıçıdan içerisindeki sızar...
Değerli Kadri Bey, sizlerde deneyimli insanlar olarak bilirsiniz, eğer, bir ticari oluşumun sponsorluğunda amatör anlayışla bir uygulama yapıyorsanız, ki, bu ortam öyledir. Oluşumdaki profesyonelin görünür beklentisi maddi, amatörlerin ise manevi tatmindir. Ve bazen yarı şaka ile ev sahibinin işine karışılmayacağı anlatılır. Ev sahibi de kaşlarını çatarak! Sözleşme içeriği ile bunu zaman zaman hatırlatmaktadır. Amatörlere gelince, insan evinde, iş ortamında, alış-verişinde hangi karakteri ile davranış sergiliyorsa burada öyle davranmaktadır. Özetle, karakter fıçısında ne varsa o dışarıya sızmaktadır. Yazı sahibine nezaketle bir yorum yazıyorsunuz, yoruma cevap vereceğine, sanırsınız ki, sanki kırk yıldır büyük bir kin içerisinde sizi beklemekte ve en basit ifadesi ile geleni aşağılamaktadır. Yazanı ne tanımaktadır, ne de bir alış-verişi vardır. Bu tip insanlar, evinde de böyledir, işinde de... Mesele çiğlik ve özgüven eksikliği meselesidir. Sağlıcakla kalınız.

Canmehmet
17.02.2011 16:07:29

Cevap: Teşekkür ediyorum, saygılar...

18.02.2011 21:15:36

--------------------------------------

Üstat, tebrikler
Elinize sağlık. Aynı mağduriyeti hiç tanımadığım ve beni tanımayan bir zat tarafından yaşatılmış olan kişilerden biri olarak dün ben de blogdan ayrılmaya karar vermiştim. Fakat bu tür seviyesizliklerin gerçek yazarları yok etmemesi gereğine inancım beni yolumdan çevirdi. Size sonuna kadar katılıyorum. Atıflarda bulunmak, seviyesiz yazılarla, ithaflarla insanların onurunu zedelemeye çalışmak sadece kişilerin kendilerini küçültür. Aynı kulvara inmemek en doğrusudur. Saygılar

Yeşim Buyurgan
17.02.2011 15:53:03

Cevap: Kesinlikle, düzeyliler düzeysizlerden daha cesur olmalı, yılmak ne demek! saygılar...

17.02.2011 21:36:19