
Tecrübeler Toprak olmayacak!
!..
Sanal Deprem!
SAYIN ...; Milliyet Blog’ta, “Hakkımda” köşenizde “Araştırma yapmayı, okumayı ve yazmayı çok seviyorum.” Diye yazmışsınız… Peki, bulmaca çözmeyi sever misiniz? :) Size haddim olmayarak bir ağabey, bir blogdaş olarak izin verirseniz bir önerim var. Ben MB ta beşinci seneme girdim ve size edindiğim tecrübeler ile bloğa bakış açınızda deprem yaratacak veriler ile küçük bir bulmaca sunacağım. Sadece vereceğim linkler ile sonuca ulaşacak ve benim blog’ta son olarak “Blog” kategorisine yazdığım yazıma yorum yapmanızı rica edeceğim. Sizin MB'de olgunlaşma dönemi adlı bir yazıya yaptığınız yorumları görünce aklıma “Kırmızı şapkalı kız” hikâyesi geliyor. Daha çok yenisiniz, lütfen burada size akıl verdiğimi ve ukala biri olduğumu düşünmeyin!
Önce üç tane yorum yazdığınız “MB! de olgunlaşma dönemi” yazısında, sonlardaki d-d, Y-D ve T-A adlı yorumcuların yazdıklarına dikkat edin derim!
Beyefendinin dediği:
“Bu noktada bir konuya açıklık getirmek istiyorum ki; sırf ortam deşifre olsun 3 – 5 isimle yazanlar kendine çeki düzen versin diye BEN DÖRT MÜSTEARLA YAZIYORUM başlığında çarpan bir blog yazdım, yadırgayan küsen yorumlar aldım sesizce sayfamdan çekilenler oldu. (bu durum eksik anlaşıldığımın göstergesidir tavırlar sahiplerinin tercihleridir) ama kimse işin gerçeğini sormadı. Ancak ben hiçbir zaman 4 ayrı MÜSTEAR SAYFAYLA YAZMADIM, farklı yaşları (olgun bir abi yanında bir genç delikanlı gibi karmaşık) tarzları canlandıran formda yazacak dengesiz ruh halinde değilim olamam. Sadece kafa karıştırmasın diye birikimlerimi ve sosyal anılarımı tasarımlarımı (editöryanın iki sayfanın bana ait olduğunu bilerek) iki ayrı sayfada yazdım, bunu da yüz yüze görüştüğüm blogdaşlara söyledim
Kimseden gizlemedim. Hatta ilk dönem ana sayfamda yazılıydı. Evet, "DENİZLER DURULMAZ DALGALANMADAN" MB post-modern tarzın durullluğuna kavuşmuştur, her yazanın bir diğerinin şahsi hukukunu çiğnemeyeceği tarzına saygılı olacağı en katı tavrın iletişimsizlik olacağı keyifli üretken ortamın gelişeceği bir MB dileğiyle, beni okuyanlara ve süreci az hasarlı yöneten editörlere teşekkürlerimle Saygılarımla...”
&&&&&&
Beyefendinin yazdıkları külleyen yalandır şimdi size bunu ispat edeceğim! Bu noktada Tülin hanımın yorumunu tekrar okumanızı ve sonra, Tülin hanımın 2009 yılında yazdığı bir yazının sayfasını tıklayalım ve son iki yoruma yoğunlaşalım! https://blog.milliyet.com.tr/ozur_dilerim_Istanbul/Blog/?BlogNo=177584
Şimdi Tülin Hanımın Beyefendinin “MB'de olgunlaşma dönemi” yazısına yaptığı yorumun neden cevapsız kaldığını düşünün!
Buna ikna olmadınız sanırım o zaman şimdi size başka bir link vereceğim. Beyefendinin “Ancak ben hiçbir zaman 4 ayrı MÜSTEAR SAYFAYLA YAZMADIM, farklı yaşları (olgun bir abi yanında bir genç delikanlı gibi karmaşık) tarzları canlandıran formda yazacak dengesiz ruh halinde değilim olamam.” Dediğini hatırlayalım ve devam edelim.
Sabiha hanımın sayfasına yazılan yorumlara bakalım ve tanıdık isimleri tekrar görelim. Ve iki isim aynı kişiyse; bir blog arkadaşına ne diye iki farklı isimle yorum yazılır bunu düşünelim! (Sabiha hanımın yazılarına bu şekilde defalarca çift kişilikle yazarak kendisini aldatmıştır. Yazılarını kontrol edebilirsiniz.
Tabi bunların aynı kişi olmadığını düşünüyorsunuz halen değil mi? O zaman aşağıdaki linke tıklayalım ve yorum sayfasından 2 bölüme geçelim!
https://blog.milliyet.com.tr/MB_de_kaliteyi_dusurmeyelim/Blog/?BlogNo=196905
Burada bir yorum altında iki ismi gördüğünüzde artık iki kişinin aynı kişi olduğunu anlamışsınızdır. Buradan şu çıkıyor. Beyefendi yazısında ne diyor? “( editöryanın iki sayfanın bana ait olduğunu bilerek) iki ayrı sayfada yazdım. Yani editörya beyefendinin diğer blog arkadaşlarını aldatmasında hiçbir mani görmüyor! Bunun gibi birçok örnek var ve blogırlar iki kişiyi farklı kişiler sanarak yorum yazıyorlar ve aldatıldıklarının farkında değiller. Bir aleni isimle yazarken iki müstear kimlikle dul bayanlara taciz derecesinde yorumlar var ve bunları yapacağınız araştırma içinde göreceksiniz!Hatta size bir tane blog yazısını burada aktarabilirim:
Rumuz: AŞKA ÂŞIK
Sanal aşk
Sevgili Milliyet Blog Ailesi (yazarları, editörleri ve okurları)
Bu sayfadan iletişim kuran bir blogerla "yaşamadan önce bana çok komik gelen" bir sanal aşk yaşamaya başladık. Adı bende saklı, eğer uygun görürse kendisi mesaj atarak deşifre edebilir, zaten o da gizli isimiyle yazmakta.
E.posta ile yazışıyoruz, telefonla derinliğine konuşmaya başladık. İletişim, refleks ve frekansta yüksek uyum sağlayacağımızı anlamaya başladık. Ancak arada 400 km olan iki ayrı kentte yaşıyoruz.
Yaşamımın en güzel gecelerinin birinde çok lezzetli sohbeti paylaşma keyfini yaşadığım üstad AZİZ NESİN'İN komik ifadesiyle "DU BAK ALİ NE OLACAK" ve işte bu süper sanal sevgilimin bir mesajından aldığım elektrikle aşağıdaki liriği ürettim, kendisine sundum.
Bu keyfi sizinle paylaşıyor, yorum, eleştiri ve önerinize sunuyorum.
............. 'IMA
Gel diyorsun
Geliyorum
Ellerimizle tutuşurken
Heyecanlarımızın tamamını
Alıp vermeye
Gözlerimizle bakışırken
Beyinlerimizle konuşmaya
Dudaklarının ucundan
Yüreğinden buse almaya
Sana açılmış kollarımla
Kucaklamaktan öteye
Herkesin önünde
Uluorta
Ama göremeyecekleri
Ruhlarımızın sarmaş dolaş
Doyasıya sevişeceği kadar
Sarmalamaya geliyorum
Her neredeysen
Yeter ki
Yer ve zaman "ima et"
Ben gelirim
Sen gelene kadar da beklerim
Bu belki son olacak
AMA unutulmayacak
Yaşadıkça sayıklanacak
Sonra
Ruhlarımızla gidecek kadar.
İmza. AŞKIN SEVER
Size beyefendiyi tanıtmaktaki amacım; herkesin bildiği fakat sizin bilmediğiniz gerçeklerin sizin MB içinde kuracağınız iletişimlerin sağlıklı olması içindir. Ben her zaman ki gibi insan kardeşlerimi kötü insanlardan korumaya devam edeceğim.
Son olarak size iki link vereceğim. Birinci linkteki yazı içindeki yorumlarda AŞKA DAİR rumuza tıkladığınızda AŞK İÇİN rumuzlu bir sayfa açılacaktır :) Zavallı arkadaşlarım Kadri Beyin kişilikleri arasında divane olmuşlar :)) Ne zor bir durum değil mi?
Not. Bu sayfanın DEĞİŞEN rumuzları! AŞKIN SEVER, AŞKA DAİR, AŞK İÇİN vs. :))
https://blog.milliyet.com.tr/Kendimi_Ise_Yaramaz_Hissediyorum/Blog/?BlogNo=230707
Beyefendinin aşçılık ile ilgili sayfaları yanı sıra daha birçok sayfası vardı ama kopyalamaya yetişemedim:)) Ancak mesaj ve yorumlarının tamamı ile şimdiye kadar yazdığı ve sildiği tüm blog yazıları kayıtlıdır. Ben bir yazı yazmışsam, elimdeki dokümanlara göre yazmışımdır. Bu durumda Beyefendinin yakındığı “agresifler” ben ve benim gibi kendisinin yalanını ortaya çıkaran insanlardır. Lütfen yaptığınız yorumlarda bunları göz önünde bulundurun. Saygılar.
Bomba yazıları aşağıdaki linkte:
İyi okumalar dileğiyle!
https://blog.milliyet.com.tr/askicin
Son olarak!
Bu sitedeki "Silinmiş yazılar" kategorisini inceleyin.
1- Beyefendi önce "Varsayın" yazdım dedi.
2- Sonra bir gerçek adı ve üç müstear adı ile yazdığını İTİRAF furyasında itiraf etti.
3- Daha sonra tüm bu yazdıklarını unutup. Sizin yorum yazdığınız yazıda; "Ben hiç bir zaman 4 ayrı MÜSTEAR SAYFAYLA YAZMADIM" dedi.
Siz de, "tebrik ederim üstadım" dediniz!!! :)
Tüm bunları bilseydiniz, yine bu üstadı tebrik edermiydiniz?
Lütfen Cevabınızı "MB ÖZ Eleştiri" yazısına yaparsanız sevinirim. Saygılar...